Sokrates’in Son Sözleri
Sokrates, son anlarında “Artık ayrılık vakti geldi çattı. Ben ölmeye, sizler de yaşamlarınızı sürdürmeye gidiyorsunuz. Hangisinin daha iyi olduğunu sadece tanrı bilebilir,” demişti. O an odada hiç kadın yoktu. Bu, M.Ö. 399 ile M.S. 2024 yılları arasında Afganistan ve Antik Yunan arasındaki tek ortak noktaydı.
Sokrates hakkında bildiklerimizi Platon, Aristo ve Ksnephon’a borçluyuz. Sokrates, “Yok ya, ben yazmıyorum,” diye yazı yazmayı reddetse de, Platon onun öğretilerini kayda geçirmekte kararlıydı. Belki de Platon olmasaydı bugün Sokrates dövmesi yaptıracak bir söz bulamayacaktık. Yani, teşekkürler Platon!
“Bildiğim tek şey, hiçbir şey bilmediğimdir,” demiştir Sokrates. Bu sözü dövme olarak seçmemin sebebi, cehaletimizin farkında olmanın en büyük bilgelik olduğunu düşünmemdir. Ne kadar çok bildiğimizi sansak da, bilgimiz karınca kadar küçük, cehaletimiz ise dev bir fil gibidir.
Sokrates’in Felsefeye Katkıları
Sokrates tarihe adını kazımıştır: “Sokrates öncesi” ve “Sokrates sonrası” diye iki dönemden bahsedilir. Sokrates, felsefeyi doğayı keşfetmekten alıp insan ruhunu ve etik meseleleri sorgulama yoluna sokmuştur. Romalı filozof Cicero’nun dediği gibi, “Sokrates felsefeyi göklerdeki yerinden aşağı çekip insanların hayatlarına sokmuştur.” Bu, felsefenin halkın malı olmasını sağlamış ve büyük bir değişimin kapısını açmıştır.
2400 yıl önce Sokrates, Atina’da yargılandı ve ölüm cezasına çarptırıldı. Ancak infaz için tören gemisinin Atina’ya dönmesi bekleniyordu. Geminin yolculuğu uzayınca, Sokrates’in infazı da ertelendi. Bu sırada, Sokrates dostlarıyla ölüm ve yaşam üzerine derin bir sohbet gerçekleştirdi.
Phaidon Diyaloğu
Sokrates’in son anları, Platon’un Phaidon Diyaloğu adlı eserinde anlatılır. Tören gemisi Atina’ya döndüğünde, infazın gerçekleşeceği gün gelmişti. Dostları ve öğrencileri, Sokrates’in yanına erkenden gitmişti. Zehri içeceği an geldiğinde, cellat ona zehri sundu ve Sokrates sükunetle kabı aldı, içti. Dostları ağlamaya başladığında ise onları şu sözlerle teselli etti: “Ben ölürken gözyaşları içinde değil, uğurlu sözlerle uğurlanmak isterim.”
Sokrates’in son sözleri ise “Asklepios’a bir horoz adadık, ona olan borcumuzu ödemeyi unutmayın dostlar!” oldu. Bu, onun ölümü bir kurtuluş olarak gördüğüne dair birçok filozofun felsefi yorumuna sebep oldu. Sokrates’in ölümü, hayata dair derin bir sembolizmi içinde barındırıyordu; hayatın yükünden kurtulmanın bedeli olarak Asklepios’a sunulan bir horoz.
Sokrates’in Mirası
Sokrates’in bu son isteği, hepimize bir mesaj niteliğindedir: Hayatın yükünden kurtulmak, bilgeliğin peşine düşmek ve cehaletin farkına varmak erdemli bir yaşamın temelidir. Gerçek bilgelik, ne kadar az bildiğimizi kabul etmekten geçer. Ve Sokrates, son sözleriyle hepimize bu bilgelik yolculuğunu hatırlatır:
“Artık ayrılık vakti geldi çattı. Ben ölmeye, siz de yaşamaya gidiyorsunuz. Hangisi daha iyi, sadece tanrı bilir.”