Okumak… Neden okuruz? Okumanın önemi nedir? Okumanın bize kattıkları nelerdir? Ve günümüz dünyasında bu sorulara cevap ararken karşılaştığımız kafa karışıklığı nereden geliyor? Tüm bu soruların peşine düşeceğiz.
Ben de size sıkça sorulan şu sorulardan yola çıkarak başlamak istiyorum:
- “Nasıl bu kadar çok okuyorsun?”
- ”Okumanın önemi nedir?”
- “Okumak sana ne katıyor?”
Gerçekten, eskiden kimse “Okumak bana ne kazandırır ki?” diye sormazdı, çünkü bu sorunun kendisi bile lüzumsuz bulunurdu. Okumak, insanı “adam” yapmanın yolu olarak görülürdü. Bugün bu algının değiştiğini görmek üzücü, ama belki de okumayı tekrar hak ettiği yere koymanın tam zamanıdır.
Bölüm 1: Okumanın Tanımı ve Önemi
Peki, okumak nedir? Sadece harfleri birleştirip anlamlı sözcüklere dönüştürmek mi? Bence okumanın en basit tanımı bu olabilir, ama gerçek anlamı çok daha derin. Voltaire’in dediği gibi,
“Okumayı öğrenmek sanatların en güç olanıdır.”
Çünkü okumak, insanın düşüncelerini genişletir, sizi farklı dünyalarla tanıştırır ve size yepyeni bakış açıları sunar.
Schopenhauer, okumayı kumsalda yürüyen birinin ayak izlerine benzetir. Okurken, önünüzde daha önce yürünmüş bir yol vardır ve siz o izleri takip edersiniz. Ama o yolda neler göreceğiniz, neyi fark edeceğiniz tamamen sizin bakış açınıza bağlıdır. Her okuma deneyimi farklıdır çünkü siz her seferinde değişirsiniz. Aynı kitabı bile farklı zamanlarda okuduğunuzda, aldığınız sonuçlar değişir. İşte bu yüzden okuma bir öğrenme sürecidir, bir yolculuktur.
Bölüm 2: Bilginin Gücü ve Okumanın Mutluluk ile İlişkisi
İngiliz bilim insanı Francis Bacon, “Bilgi güçtür” der. Bilgiye sahip olan, güce de sahip olur. Fakat burada bir soru ortaya çıkıyor: Güç sahibi olan insan, mutlu mudur?
Birçokları “Bilgili insan her zaman mutlu olur” diye düşünür. Ancak okumanın ve bilgi edinmenin her zaman mutluluk getirmediğini söylemek zorundayım. Okumak, insanın zihnini berraklaştırır, farklı düşünce yapıları kazandırır; fakat bu, bazen içsel huzur yerine sorgulama ve derin düşüncelere kapı açabilir. Bu yüzden mutlu olmak için okunmaz. Okumak, bizi insan yapan erdemleri keşfetmek için bir araçtır.
Lord Byron’ın dediği gibi, “Bir damla mürekkep bir milyon kişiyi düşündürebilir.” İşte bu yüzden okuruz. Düşünmek, üretmek, başkalarının hayatlarından öğrenmek ve nihayetinde iyi bir insan olma yolunda adım atmak için okuruz.
Bölüm 3: Tarihten Örnekler ve Kültürel Bağlam
Tarihte büyük liderler de okumanın gücüne inanmışlardır. Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u fethederken bile yanında kütüphanesini taşırdı. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ise savaş günlerinde bile fırsat buldukça çadırında kitap okurdu. Çünkü onlar, okumadan gerçek bir ilerlemenin, gelişmenin mümkün olmadığını biliyorlardı.
Bir kitap tarih üzerineyse, o bize geçmişten dersler çıkarma fırsatı sunmalı; etik bir kitapsa, davranışlarımızı nasıl düzeltmemiz gerektiğini göstermeli. Okuduğumuz her kitabın hayatta bir yansıması olmalı. Ancak o zaman okuduklarımızı anlamlı hale getirebiliriz.
Bölüm 4: Cehalet ve Zenginlik Üzerine
Şimdi, biraz da günümüz dünyasındaki cehalet ve zenginlik ilişkisine bakalım. Schopenhauer, “Cehalet ancak zenginlikle bir arada bulunduğu zaman soysuzlaştırıcıdır” der. Eğer bir insan hem cahil hem de zenginse, kibirli, sorumsuz ve bencil birine dönüşebilir. Çünkü zenginlik, insanı rahatlığa sevk eder. Yoksulluk insanı sınırlar, çalışmaya zorlar. Ama zenginlik, eğer bilgiyle birleşmezse, insanı içten içe soysuzlaştırır. Günümüzde de bu tür örneklerle karşılaşmak ne yazık ki çok sık mümkün.
Bölüm 5: Çok Okumanın Zararları?
Burada çok ilginç bir noktaya değinmek istiyorum. Schopenhauer’a göre çok okumanın da bazı zararları vardır. Okuma, sadece çok sayıda kitap tüketmek değildir; önemli olan, okuduklarımızı sindirmek, üzerine düşünmek ve hayatımıza uyarlamaktır. Yani sadece sayfalarca kitap okumuş olmak yetmez, okuduklarımızı içselleştirmemiz gerekir.
Mesela şu an Marcus Aurelius’un “Kendime Düşünceler” kitabını tekrar okuyorum. Bu kitabı yıllar önce okumuştum ama o zamandan çok az şey kalmıştı aklımda. Şimdi, her bölümü not alarak, üzerinde düşünerek okuduğumda, bambaşka şeyler keşfetmeye başladım. Okuduğunuz kitaplar her zaman yeni katmanlar sunar; yeter ki onları gerçekten anlayarak okuyalım.
Sonuç: Okumak Erdemdir
Son olarak, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün çok anlamlı bir sözüyle bu bölümü sonlandırmak istiyorum:
” Çalışmadan, yorulmadan ve üretmeden, rahat yaşamak isteyen toplumlar; evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini daha sonra da istiklal ve istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar.”
Okumak, sadece bilgi edinmek için değil, insan olmanın, erdemli olmanın bir yoludur. Kendimizi geliştirmek, başkalarını anlamak ve en nihayetinde daha iyi bir dünya kurmak için okumaya devam etmeliyiz. Çünkü okumak öğretir, düşündürür ve bizi ileriye taşır.
Bir sonraki bölümde görüşmek üzere, hoşça kalın!
Eğer bu bölümde konuştuğumuz konular ilgilinizi çektiyse ve daha fazla içerik dinlemek isterseniz, podcastimize abone olmayı unutmayın. Ayrıca düşüncelerinizi ve sorularınızı bizimle sosyal medya üzerinden paylaşabilirsiniz. Unutmayın, her bir damla mürekkep, milyonlarca düşünceyi harekete geçirebilir.