Hayat Reçete Edilmez
Grup şirketleri içinde çalışmanın belirli avantajları var. O avantajlardan biri de şirketler arası değişim yapabilmek. Ben de kısa bir zaman önce grup içinde çalıştığım şirketi ve pozisyonu değiştirdim. Geçenlerde çalıştığım bu firmada mentorluk aldığım üst düzey bir yetkiliye şunu sordum:
Halihazırda grup içinde şirket değişikliği yaptım. Aynı grupta fakat farklı şirkette çalışıyorum. Yerime kendinizi koyun. Benimle aynı yaştasınız, aynı şartlara sahipsiniz. Ne yapardınız? Bundan sonrasında nasıl devam ederdiniz?
Bu kişi biraz durdu ve şöyle bir cevap verdi:
Aynı okulları okumuş olsak, aynı doğruları ve aynı yanlışları yapmış bile olsak hayatlar farklıdır. Herkesin hayatı kendine özeldir.
Ve ben aslında bildiğim fakat sürekli kendime hatırlatmayı unuttuğum o sözle tekrar karşılaştım.
Hayat reçete edilmez.
Bu sözü Acar Baltaş’ın bir kitabında duymuştum. Fakat dijital defterime aldığım bu not sadece bir not olarak kalmış ve resmen ben bu soruyu başkasına sorabilmiştim.
Bir bakıma iyi oldu. Kendimi tazeledim ve Bertrand Russell’ın hayat tanımını tekrar gündemime almış oldum. Hayatın anlamı kişiden kişiye farklılık gösterir. Bertrand Russell hayatı şöyle tanımlar:
Hayat zayıf bir su kaynağı olarak başlıyor. Sonra genişliyor, yan dallarla besleniyor. O yan dallar içinde sevinçler, mutluluklar, terfiler, aşklar, diplomalar, başarılar, evler, arabalar olduğu gibi aynı zamanda hastalıklar, üzüntüler, ihanetler, kayıplar, haksızlığa uğramalar da var. ‘İyiler bana gelsin, kötüler kime giderse gitsin’ diyemezsiniz. Hayat bir bütündür. Yaşadığımız her şey sonunda bizi biz yapar.
İşte hayatın içindeki sevinçler, mutluluklar, terfiler, üzüntüler, aşklar, ihanetler, kavgalar… Bunların hepsi bizi biz yapan parmak izlerimiz kadar biriciktir. İşte yine bu sebeple hayat reçete edilmez.
Bir Anı: Amerika’da İş ve Hayat Dersleri
Yaklaşık 8 sene önce Work and Travel yapmak için Amerika’ya gittim. Amerika’da Boston, Maine’de ıstakoz pişiricisi ya da komi olarak çalışmaya başladım. İşe ilk girdiğim zamanlarda çok zorlanmıştım. Çünkü ben hayatımda hiç ıstakoz görmemiştim o ana kadar. Ki görmüş olsam bile yapacağım işi hiç yapmamıştım. Istakozu canlı canlı tutup buhar tanklarına atıp pişirmem gerekiyordu. Work and Travel’daki ilk zorluğu burada yaşamıştım.
Günlerce ıstakoza dokunamayınca şunu düşündüm: “Galiba ben bu işi bırakacağım ve geri döneceğim.”
Fakat günler geçtikçe sabahları erken gelip ıstakozlarla uğraşmaya ve onlara dokunmaya çalıştım. Ve sonunda başardım. Şunu anlamıştım: Zor bir şey yoktu. İşin içine girince her şey değişiyordu.
İngilizce de zorlamıştı. Onun da üzerine gittim.
Daha sonra ikinci bir iş buldum. Bulaşıkçı olarak çalıştım. O işi de başarıyla yaptım. 40 derece sıcağın altında bulaşık yıkamak kulağa hoş gelmiyor tabii ama farklı bir hissi vardır.
Üçüncü işimi bulmak için yola çıktım. Kaldığım otelde badanacılık yaptım.
Çalışıyor, çabalıyor ve bundan zevk alıyordum.
Ve o sözü tekrar anımsamıştım.
Hayat salt başarıdan ibaret değildir.
Amerikan rüyasının bize dayattığı salt başarı kavramını ne yazık ki hepimiz benimsedik. Bundan kurtulabilir miyiz bilmiyorum fakat hayatın salt başarıdan ibaret olmadığını hatırlatmak ve diri tutmak gerekiyor. Hayat koşuşturmacası içinde daha iyi bir yaşam için canla başla çalışırken yaptığımız işten keyif almak ve yanımızdakiler keyif vermek asli görevlerimiz olmalı. Dediğim gibi hayatın anlamı herkes için değişkendir. Acar Baltaş: ”Hayat sofrasından gözüm ve gönlüm tok kalkacağım” derken ne kadar bilgece bir söz ediyor aslında.
Acar Bey bu dünyadan göçüp gittiğinde kimse onun parasını, evini, arabasını konuşmayacak. Aksine herkes yardımseverliğinden, çalışkanlığından, aşkından, sevgisinden bahsedecek. Acar Bey bu durumda ölmeyecek ve bir süre daha zihinlerde yaşamaya devam edecek.
Son Düşünceler
Acar Baltaş’ın sözü ile bitirelim.
Kibarlık ve nezaket fark yaratır. Haklı olmaya takılma, haklı kalmaya çalış. Alçakgönüllü ol. Emeğe saygı göster. Şikayet etme ve kurban rolü oynama. Zamanını iyi yönet. Sağlıklı alışkanlıklar edin. Hayatının kalitesini hayatındaki insanların kalitesi belirler. Gelecekte ne olacağın, bugün ne yaptığına bağlıdır. Bugün kaçındığın sıkıntı, gelecekte elde edemediklerin için duyacağın pişmanlığın yanında küçük kalır. Mücadele et.
Hayatımız boyunca karşılaştığımız her deneyim, bizi biz yapan özgün bir parmak izi gibi değerlidir. Nezaket ve alçakgönüllülük gibi değerler, yaşam kalitemizi yükseltir ve gerçek başarıyı tanımlar. Mücadele ederken, yaşamın kalitesi etrafımızdaki insanlar tarafından şekillenir ve bugün gösterdiğimiz çaba, gelecekte kim olacağımızı belirler.
Hayatınızın her anını kucaklayın ve her deneyimden öğrenin. Gerçek zenginlik budur.
Sağlıcakla kalın!